Siğil tedavisinde merkezimiz aktif rol oynamaktadır. Siğil tedavisi İstanbul civarında merkezimiz tarafından profesyonel bir ekip ile giderilebilmektedir. Normalde siğiller vücuda zarar veren yapıda değildir. Bu nedenle herhangi bir tedavi yapılmadan günler ya da haftalar içinde kendiliğinden kaybolabilmektedir. Ancak kaybolmayan siğiller de vardır. Özellikle kozmetik açıdan rahatsız edici siğiller genital bölgede ortaya çıkabilmektedir. Bu nedenle siğillerin en kısa sürede tedavi edilmesi gerekmektedir. Tedaviye gerek olan siğil grubu arasında ayak tabanında bulunan ve yürümeye engel olanlar da bulunmaktadır. Aşağıda yer alan listedeki siğiller için uzmanlarımız ile görüşerek kişisel bir tedavi planı yapabilirsiniz:
- Göbekli siğil türünde olan siğillerin vücutta ortaya çıkması durumunda,
- Siğillerin kanaması ya da iltihap benzeri bir sıvıya sahip olması durumunda,
- Atopik dermatit yapılı bir cilt hastalığında.
Yaşla birlikte ortaya çıkan siğiller de zaman içerisinde riske neden olabilmektedir. Bu tür siğiller genel olarak cilt kanseri türleri ile karıştırılabilmektedir. Bu nedenle zararsız olduğunun kanıtlanması için bir uzmana görüşülmelidir.
Siğil tedavisinde farklı çözüm yöntemlerinden yararlanılabilmektedir. Bu çözüm yöntemleri arasında laktik asit, kriyoterapi, elektrokoter ve cerrahi uygulamalar yer almaktadır. Tedavi yöntemleri seçilir iken ilk aşama siğillerin tipine ve boyutuna bakmaktır. Ardından da siğil sayısına ve konumuna bakılarak tedavi planı değerlendirilmektedir. Tedavide genel olarak salisilik asit içeren ilaçlardan yararlanılmaktadır. Kriyoterapi adlı dondurma yöntemi de siğillerin gözle görülür düzeyde azalmasını sağlayacaktır.
Tedavi sonrasında bazı bireylerde HPV virüsü pasif hale gelecektir. Bu nedenle siğillerin yeniden tekrarlamayacağı söylenebilmektedir. Bazı bireylerde ise immun sistem etkilendiği için çillerin tekrarlama seçeneği bulunmaktadır.
Laktik Asit İçeren İlaçlar ile Siğil Tedavisi
Siğil tedavisinde laktik asit uygulaması yapılır iken birkaç hafta boyunca olmasına dikkat edilmelidir. Günde birkaç kez uygulanan laktik asit krem ve cila gibi seçenekler ile elde edilmektedir. İlaç içeren bant yapıları sayesinde tedaviye aksamadan devam edilebilmektedir. Laktik asit uygulaması öncesi bantların 15 dakika kadar su içerisinde bekletilmesi önerilmektedir.
Kriyoterapi ile Siğil Tedavisi
Siğil tedavisinde kriyoterapi genel olarak sıvı azot ile bir arada uygulanmaktadır. Sıvı azot çok soğuk bir maddedir. Bu nedenle cildin üst katmanındaki hücreleri yok edecektir.
Kriyoterapi yalnızca bir yoldan değil farklı yollardan yapılabilmektedir. Uygulamada pamuklu çubuk ve azottan yararlanılmaktadır. Çubuk sıvı azot içerisine batırılarak siğil üzerine baskı uygulanmaktadır. Uygulamanın tekrarlama süresi haftada bir kez olacak şekildedir.
Kriyoterapide bazı yan etkiler söz konusudur. Tedavi sonrasında ağrı ve skar oluşumu gözlemlenebilmektedir. Ancak bu durumların geçici olduğu bilinmelidir. Vücut yüzeyinde oluşan yara izleri ve cildin renk değişimleri de geçici durumlardır. Bu nedenle endişe edilmemesi gerekmektedir. Diyabetik ayak hastalığı olan bireyler kriyoterapi ile tedavi edilememektedir. Bunun nedeni ayakta yer alan siğillerin tedaviye uygun olmaması ve sinir hasarına neden olabilmesidir. Ayrıca bu kişilerde kriyoterapi sonucu yara izleri de görülebilmektedir.
Uygulamada bir seanstan daha fazla seansa ihtiyaç duyulmaktadır. Seans sayısı siğillerin vücut yüzeyinden ayrılmasına göre belirlenmektedir. Hafif de olsa ağrı hissi oluşan bu tedavi yönteminde asıl amaç derinin dondurulmasıdır. Donan cilt bir hafta içerisinde siğilin yukarı kalkmasını ve ciltten uzaklaşmasını sağlayacaktır.
Elektrokoter ile Siğil Tedavisi
Siğil tedavisinde elektrokoter yöntemi sırasında bazı uygulamalar mevcuttur. Siğil tedavisi İstanbul merkezimizde şu şekilde yapılabilmektedir:
- Elektrokoter yönteminde ilk aşama siğil alanının dezenfekte edilmesidir.
- Ardından yüksek ısı frekanslı cihaz işleme hazır hale getirilmektedir.
- İlgili lezyonların üzerine elektrokoter cihazından yayılan RF dalgaları gönderilmektedir.
- İşlem sonrasında 10 gün ile 15 gün arasında cilt yüzeyinde iyileşme görülmektedir.
Siğillerde Cerrahi Uygulamalar
Cerrahi işlemler ile siğil tedavisi genel olarak en son tercih edilen yöntemdir. Yöntem siğillerin ilaç ile ya da kriyoterapi ile tedavi edilememesi sonucunda uygulanmaktadır. Siğillerin üzerinde uygulanan cerrahi işlemlerde lokal anestezi ile bölgenin uyuşması sağlanmaktadır. Bistüri ve elektrikli aletler sayesinde siğil bölgesinde istenmeyen bazı izler ortaya çıkabilmektedir.
Her insanda ortaya çıkabilecek siğiller kötü huylu yapıya sahip değildir. Bu nedenle ameliyat tedavi seçenekleri arasında en son tercih edilecek yöntemdir. Genel olarak birkaç yıl içinde geçen siğiller vücudun herhangi bir bölgesinde ortaya çıkabilmektedir. Siğillerinizi kısa süre içerisinde cildinizden göndermek istiyor iseniz merkezimizden yardım alabilirsiniz.
Siğil Nedir ve Neden Oluşur?
Siğil tanımı ve nedenleri siğil tedavisinin planlanmasında etkilidir. Bu yapı genel olarak mukozada meydana gelse de cilt üzerinde de oluşabilmektedir. İyi huylu olarak değerlendirilen bu lezyonlar HPV adlı virüsten dolayı ortaya çıkmaktadır. Lezyonlarda birçok tip bulunmaktadır.
Siğillerin yayılması doğrudan olabileceği gibi dolaylı da olabilmektedir. Derinin üst kısmında normal bariyerlerin hasar alması siğillerin gelişimine neden olabilmektedir.
Siğil tedavisinde pek çok sorun ile karşılaşılsa da genel olarak yüksek başarıdan söz edilebilmektedir. Geçici siğiller bir ya da iki yıl içerisinde dışardan bir müdahaleye gerek duyulmadan geçen yapıya sahiptir. Siğillerde yüzden fazla alt tip söz konusudur. Bu tipler farklı numaralar ile kodlandırılmaktadır. 6, 11, 31 gibi sayılar bu kodlar arasındadır. İlgili numaralara sahip olan hastaların siğillerinin kansere yatkın olduğundan bahsedilebilmektedir. Malign yapılı siğiller genel olarak genital bölgede ortaya çıkmaktadır. Ayrıca immun sistemi zayıf olan insanlarda malign yapılı siğil çıkma oranının daha yüksek olduğu bilinmektedir.
Siğil diğer bir adı ile HPV olarak anılmaktadır. İnsanlarda papilloma virüsünün yol açtığı bir enfeksiyon olan HPV yalnızca iki tip siğili kapsamamaktadır. Bu siğillerden biri göbekli siğil ailesine sahip iken diğeri seboreik siğildir. Seboreik siğil seboreik keratoz olarak da adlandırılmaktadır. Bu nedenle bulaşıcı bir özelliğe sahip değildir. Siğillerin bulaşıcı olanlarının ise daha çok immun sistemi zayıf olan kişilerde risk oluşturduğu düşünülmektedir.
HPV virüsü alt tipleri farklı bölgelerde spesifik bir özellik göstermektedir. Ancak yakın temas bulaşan kişilerde siğillerin geçici olmadığı bilinmektedir. Vücudun yalnızca belli kısımlarında değil her bölgesinde siğil oluşabilecek kısımlar vardır. Cilt dışında da oluşabilecek siğiller özellikle mukozal bölgede çoğalmaktadır.
Deride çoğalma eğilimi gösteren HPV virüsünün lezyon ve alt lezyon özellikleri şu şekildedir:
- Düz siğillerde HPV tip 3 kaynaklı bir sistem vardır.
- Derin ayak ve el siğillerinde tip 1 oluşumu söz konusudur.
- Yaygın siğillerde 1, 3 ve 27 kodları esas alınmaktadır.
Siğil Tanısı Nasıl Konur?
Siğillerde tanı koymak için uzmanlarımız farklı yöntemlerden yararlanmaktadır. Siğil tedavisi İstanbul merkezimizde yapılmadan önce tanının en doğru şekilde konması gerekmektedir. Genel olarak yalnızca siğil muayenesi ile tanıdan yararlanılabilmektedir. Siğillerin tanısında ilgili lezyonun şeklinden yapısına kadar pek çok bilgiden yararlanılmaktadır. Bunlara ek olarak siğilin nerede konumlandığı ve türü de tanıda etkilidir. Uzmanlarımız siğillerin yapısından emin değillerse cilt lezyonlarından doku örneği isteyebilmektedir. Doku örneğinden yararlanılarak siğillerin vücut üzerinden atılması için tedavi planlanmaktadır.
HPV virüsü olarak da adlandırılan siğil yapısal protein aracılığı ile tespit edilebilmektedir. Hangi tip virüs olduğunun ayrımı ise PCR yöntemi ve DNA incelemesi ile gerçekleştirilmektedir. Siz de tedavi yöntemlerimizi öğrenmek için merkezimize gelebilirsiniz.